Hukuk muhakemesine hâkim ilkelerden olan taraflarca getirilme ilkesi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 25’de düzenlenmiştir.
Madde 25- (1) Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz. (2) Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz.
Buna göre yargılamada taraflarca öne sürülen iddialar ve vakıalar dikkate alınabilir. Tarafların bildirdiği bu iddia ve taleplerle hâkim bağlıdır. Burada iddia ve taleplerden kastedilen her türlü talepler, olaylar ve deliller gibi mahkemenin uyuşmazlığı görürken değerlendireceği tüm hususlardır. Örneğin hâkim ileri sürülmemiş zamanaşımı itirazını kendiliğinden dikkate alamaz, ileri sürülmeyen olayları değerlendiremez. Elbette bu durum hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü ile karıştırılmamalıdır.
Taraflarca getirilme ilkesinin hakim olduğu davalarda kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz. Taraflar delilleri kendileri mahkemeye sunmakla yükümlü olup dava belli bir aşamaya geldikten sonra sunulmayan deliller göz önünde bulundurulmadan hüküm kurulur.
Taraflarca getirilme ilkesi, hâkim tarafından kendiliğinden araştırma yapılması ilkesinin (re’sen araştırma ilkesi) karşıtıdır. Re’sen araştırma ilkesinde hâkim delilleri ve diğer tüm hususları taraflar talep etmeden kendiliğinden göz önünde bulundurur ve değerlendirir.
Genelde kamu düzenini ilgilendiren davalarda re’sen araştırma ilkesi gündeme gelir. Örneğin ceza davaları, velayet vs. Ancak genellikle hukukumuzda dava dosyasındaki tüm delil ve olayların taraflar tarafında sunulduğu taraflarca getirilme ilkesi uygulanmaktadır.
Davacı ve davalı, iddia ve savunmalarını, davanın başında kendilerine kanunun tanıdığı sürelerde ve şekillerde kullanmak zorundadır. Aksi takdirde hâkim tarafın süresinde ileri sürmediği delillere ve olaylara kendiliğinden dayanamaz.
Bu ilke doğrultusunda tarafınıza yapılan tebligatlarda ya da hukuki uyuşmazlıklarınızda bir avukata danışarak en doğru yolu izlemeniz tavsiye olunur.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Esas : 2016/22024 Karar : 2018/8971 “Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanma kararı verilmiştir. Davacı erkek dava dilekçesinde kadına kusur olarak yüklenen hakaret vakıasına dayanmamıştır. Davacının dayanmadığı vakıaların hükme esas alınması mümkün değildir (HMK.md.25/1). Davalı kadının başkaca bir kusurlu davranışı da ispatlanamamıştır. Boşanmaya neden olan olaylarda, davacı erkek mahkemece kabul edilen kusurlu davranışlarına göre tamamen kusurludur. Hal böyle iken, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur tespitine bağlı olarak davacı kadının maddi ve manevi tazminat isteğinin (TMK m. 174/1-2) reddedilmesi bozmayı gerektirmiştir. Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple onanmasına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.”
Av. Havva KÜLÜĞ